Reklamlar

Haberler

Manşet Haberler

Personel Gazete Sağlık Personeli PersonelSaglik.NET

28 Kasım 2016 Pazartesi

Refakat İzni İçin Çalışma Bakanlığına Dilekçe Gönderdik

657 sayılı yasanın 105. Maddesinin son fıkrasında; “Memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.' Hükmünü içermektedir.

İlgili hüküm, sadece sınırlı halleri düzenlemekte olup, devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmeleri halinde söz konusu kişilere refakat eden devlet memurlarına refakat izni verilip verilmeyeceğine, yine devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmeti sunucularından yatarak tedavi edilmeleri sırasında refakati uygundur, refakati zorunludur gibi ifadeleri içeren tek hekim veya sağlık kurulu raporlarına istinaden devlet memurunun söz konusu kişilere refakat edip edemeyeceği, bu nedenle izinli sayılıp sayılmayacağı  hususunda bir hükme yer vermemektedir.

 

Ayrıca; 657 sayılı kanunun 105. Maddesinin son fıkrasında belirtilen haller dışında devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmesi halinde  refakatçi olan devlet memuruna 5510 sayılı kanunun 65. Maddesine göre gündelik ve yol giderleri ödeneceği hükme bağlanmış, ancak fiili olarak gerçekleşen bu durum karşısın da refakat izini ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır.

 

Yaşanan bu karmaşanın kamu kurum ve kuruluşlarında refakat izni kullanmak isteyen kamu görevlilerinin mazeret izni ya da yıllık izin uygulaması ile bu hakkını yerine getirememesine neden olduğunu belirttiğimiz dilekçemizde, bu hakkın kullanımı ile ilgili olarak ortaya çıkan ve son derece hayati bir önem taşıyan sosyal bir konudaki karışıklığın giderilmesini talep ettik.

 

 

KONUYA İLİŞKİN DİLEKÇE AŞAĞIDA İLGİNİZE SUNULMUŞTUR

 

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINA

 

            Bilindiği üzere;  657 sayılı yasanın 105. Maddesinin son fıkrası; “Memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.' Hükmünü içermektedir.

 

            Söz konusu kanun hükmü; sadece sınırlı halleri düzenlemekte olup, devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmeleri halinde söz konusu kişilere refakat eden devlet memurlarına refakat izni verilip verilmeyeceğine, yine devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmeti sunucularından yatarak tedavi edilmeleri sırasında refakati uygundur, refakati zorunludur gibi ifadeleri içeren tek hekim veya sağlık kurulu raporlarına istinaden devlet memurunun söz konusu kişilere refakat edip edemeyeceği, bu nedenle izinli sayılıp sayılmayacağı  hususunda bir hükme yer vermemektedir.

 

            Ayrıca; 657 sayılı kanunun 105. Maddesinin son fıkrasında belirtilen haller dışında devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmesi halinde  refakatçi olan devlet memuruna 5510 sayılı kanunun 65. Maddesine göre gündelik ve yol giderleri ödeneceği hükme bağlanmış, ancak fiili olarak gerçekleşen bu durum karşısın da refakat izini ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır.

 

             Yukarıda açıklanan her iki durum fiili olarak gerçekleşen uygulamada ortaya çıkan sorunlara ilişkindir.  Çoğu zaman ilgili memur belirtilen durum karşısında izin alamamakta veya yıllık iznini kullan şeklinde beyanlarla karşılaşmaktadır.

 

             Belirtilen nedenle; Konu hakkında açıklayıcı mevzuat düzenlemesinin yapılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ve talep ederiz.


 

Anzer balının kilosu 900 lira, yok satıyor!

Tarihinin en verimli sezonunu geçiren ve kilosu 900 liraya satılan balların tamamı için sipariş alındı.

Ballıköy'e bağlı Anzer Yaylasında Haziran ayında 200 üretici 3 bin kovanda bal üretimine başladı. Ağustos ayı sonuna doğru sağımı yapılan ballar tahlil için Hacettepe Üniversitesi'ne gönderildi. Hava koşullarının iyi gitmesi ile birlikte 2 tonu aşan bal tahlilinden olumlu rapor alındı. Anzer balı için binden fazla kurum ve kuruluş ile kişiler bal siparişi vermişti. Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kilosu 900 liradans atılan ballar için bu yıl ilk kez siparişlerin tamamını karşılayacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Osman Civelek, bu yıl hava koşullarına bağlı olarak üretimde çok verimli bir sezon geçirildiğini belirterek, "2 ton dolayında bal üretimi gerçekleştirildi. Yoğun sipariş almıştık. Hastalara öncelik vererek siparişleri göndermeye başladık. Devlet protokolü de bal siparişi vermişti. Rize Valiliği aracılığı ile Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlıklara bal siparişlerini gönderdik. Bu yıl tüm talepleri karşılamanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.

SAHTECİLİĞE KARŞI ÜST DÜZEY GÜVENLİK

Anzer balının taklit edilmesine yönelik üst düzey güvenlik tedbirleri aldıklarını ifade eden Civelek, "Her yıl bal ambalajlarını değiştiriyoruz. Demir ve kurşun ile ıslak mühürlü bal kavanozları barkot etiketi ile satışa sunuluyor. Balların taklit edilmesinin önüne geçmeyi amaçladık. Vatandaşlarımız bal alırken kooperatifimizle irtibata geçmeli" diye konuştu. Civelek, Asya ve Avrupa ülkelerinin büyükelçiliklerinin de bal siparişi verdiğini belirterek 14 ülkeye bal gönderdiklerini de sözlerine ekledi.

ANZER BALI

İkizdere'nin 2 bin 300 rakımlı Anzer Yaylası'ndaki Ballıköy Köyü'nde yaklaşık 3 bin kovanda arıcılık yapılıyor. Hava şartları ve çiçek florasının çok değişken olması nedeniyle yıllık bal üretimi düşük miktarlarda üretiliyor. Anzer balının solunum hastalıkları başta olmak üzere pek çok hastalığa iyi geldiği belirtiliyor. Anzer yaylası, kendine özgü 40 endemik çiçek türünün yanı sıra yüzlerce çeşit bitkiye de ev sahipliği yapıyor. Yurtiçi ve yurt dışından talep olan Anzer balı, önceden sipariş alınarak sınırlı miktarda satılıyor.

24 Kasım 2016 Perşembe

'Taciz iddianamesini okusanız kusarsınız... Tam 74 çocuk!'

TBMM Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı'nın getirdiği kanun tasarıları üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "AKP iktidarı geçmişten hiç ders almadığını bir kez daha gösteriyor. Öğrencilere yönelik özel barınma hizmeti veren yurtlarda sosyal demokrat belediyelerin inisiyatifi yok ediliyor. Yurtlar, FETÖ'den alınıp METÖ'ye verilmek isteniyor'' diye konuştu. 

'HİÇ DERS ALMIYORSUNUZ' Yoksul ailelerin devlet eliyle tarikatlara teslim edilme politikasının sürdüğünü belirten Yarkadaş, ''Bu politikanın,  hangi tür acılara yol açtığını geride kalan yıllar içinde gördük. İktidar bunlardan hiçbir ders almadığı gibi yanlış politikasını sürdürüyor. Bu kurumlarda çocuklar yine korumasız, yine hiçbir şekilde denetime tabi tutulmayan şartlarda yaşamaya ne yazık ki devam edecekler'' dedi. 

OKULLARDAKİ TACİZİ HATIRLATTI Adıyaman ve çevresinde son bir ayda okullarda yaşanan ve birçok öğrencinin mağduriyetine yol açan tacizi de gündeme getiren Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:  ''Sayın Bakan, çok değil, daha yirmi gün önce, sizin sorumluluğunuzda olan okullarda,  Adıyaman'ın merkezinde, Gerger ilçesinde,  Adıyaman Bir Aralık Orta Okulu'nda, 15 Temmuz Şehitler Lisesi ve Adıyaman Gerger İmam-hatip Lisesi'nde tam 74 çocuk 14 kamu görevlisi tarafından tacize uğradı. Cumhuriyet Halk Partisinin ısrarlı çabaları sonucu 13 kamu görevlisi açığa alındı, bir müstahdem tutuklandı. Bu çocuklar, yasak olmasına rağmen müstahdemle aynı yatakhanede yatırıldı. Bu çocuklar,  bazı öğretmenlerin tacizine maruz kaldı ve  hiçbirine biz bu konuyu gündeme getirene kadar psikolojik bir destek verilmedi.''

TACİZ DOSYASININ ÖSTÜ ÖRTÜLÜYOR CHP'li Yarkadaş, genel kurulda kendisini izleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a dönerek sözlerine şöyle devam etti:  "Eğer  üzerinde durduğunuz bu yasa çıksaydı, belki de o çocukların bazılarını evlendirmek isteyecektiniz. Bizim bu konuyu kamuoyunun gündemine getirmemizle birlikte iddianame hazırlandı. İddianame bugün Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Gerger ve  Adıyaman'ın merkezindeki taciz sadece 20 çocukla sınırlandırıldı. Oysa ki ifadesine başvurulan çocuk sayısı 74. Ne oldu da bu 54 çocuk, bir anda dosyadan çıkarıldı.''

BAKANA DÖNEREK 'İSTİFA ET' DEDİ İktidarın okullarda yaşanan tacizler karşısında sorumluluğu olduğunu belirten Yarkadaş, ''Bakanlığınıza bağlı okullarda 74 çocuk tacize uğruyorsa orada bir dakika dahi oturmamanız gerekir. Ya bunun sorumluluğunu üstlenin, istifa edin ya da Adıyaman'da ne oluyorsa çıkın gerçekleri bu topluma anlatın'' dedi.

'OLAN BİTENİ OKUSANIZ KUSARSINIZ' CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, çocukların taciz edilmesine ilişkin iddianameyi okuduğunu belirttikten sonra, genel kurul sıralarına dönerek şöyle seslendi:   "Bu ülkenin çocukları okulda tacize uğrar, yurtlarda tacize uğrar, müstahdemle aynı yatakhanede yatırılmak zorunda bırakılır... Ve burada anlatamayacağım, bakın, altını çizerek söylüyorum;  anlatamayacağım muamelelere maruz kalırlar. Bir gazeteci olarak Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki iddianameye ulaştım. Emin olun, bir parça vicdanı olan o iddianameyi okuduğunda  kusar arkadaşlar kusar...  Ne yazık ki; bunu söylemek zorundayım. Çocuklara yapılan muameleleri gördüğünüzde emin olun kusarsınız. Biraz sonra Sayın Bakan bunların iddia olduğunu söyleyip geçiştirecek ve ne oluyorsa o çocuklara olacak.'

' 'AYDINLARDAN İNTİKAM ALIYORSUNUZ' Yarkadaş, konuşmasında Grup Yorum üyelerinin tutuklanması ile Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan'ın tutukluluğunun devamına da değindi. Yarkadaş, alkışlarla kesilen sözlerini şöyle tamamladı:        "Biz, "O çocuklara kirli eller uzanmasın" derken ne yazık ki o kirli elleri uzatanlar dışarıda istedikleri gibi rahatça dolaşıyor. Ama, elleri sadece gitara, saza, flüte, kavala uzanan Grup Yorum üyeleri bu gece yine tutuklanıyor. Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan'ın tutukluluğu haksız bir biçimde devam ettiriliyor. 74 çocuğun başına gelenlerden hesap soramayanlar bu ülkenin aydınlarından, yazarlarından, sanatçılarından olağanüstü hâl adı altında âdeta intikam alıyor.''​   Cumhuriyet

‘Babam ve Oğlum’ IMDB ilk 100’de

Tüm ülkelerin ve dönemlerin sinema ile televizyon filmlerini, oyuncularını ve dizilerini sınıflandıran, izleyicilerin oy kullanarak en iyileri belirlediği IMDB'nin İlk 100 listesine bir Türk filmi girdi. Çağan Irmakimzalı dram filmi 'Babam ve Oğlum' listede 81. sıraya yükseldi.

Söz konusu listede; Babam ve Oğlum, 'Braveheart' (Cesur Yürek), 'Otomatik Portakal' (The Clockwork Orrange) ve 'Taksi Şoförü' (Taxi Driver) gibi kült filmlerle aynı sıralarda yer aldı.

IMDB ilk 100'de 'Esaret'in Bedeli' (Shawshank Redemption), 'Baba' (Godfather), 'Baba 2' (Godhatfer 2) gibi dünyada seyirci rekorları kıran filmler, ilk üç sırada yer alıyor.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Göreve iade edilen kamu görevlileri hakkında yapılacak işlemler

 

Göreve iade edilen kamu görevlileri 

 “672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesi hükümleri ile 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1’inci maddesi hükümleri, birinci fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on gün içerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir. Bu maddeye ilişkin işlemler ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından yürütülür. Hükmü bulunmaktadır.”

 

 

20 Kasım 2016 Pazar

Aldıkları Ev Küçük Diye Anne ve Babasını Dövdü!

Çin'de yaşanılan olayda, nankör bir evladın haberi var. Anne ve babasının zorluklarla biriktirdiği para ile aldıkları evi küçük diye beğenmeyen nankör evlat, sokak ortasında tekme tokat onları dövdü! Çin'in Heilongjiang eyaletinin Harbin şehrinde yaşanan olayda, hediye ettikleri ev küçük diye anne ve babasını döven hain evlat, sinirden adeta çılgına dönmüştü. Evi görünce küçük olduğu gerekçesi ile sokak ortasında bu hainliği yapan gencin anne ve babası ne yapacaklarını bilemediler ve gözyaşlarına boğuldular.

Anne ve Baba Karşılık Vermedi! Hain evlat anne ve babasına tekme tokat saldırsa da, anne ve baba bu duruma karşılık vermedi. Sokakta birçok kişinin önünde yaşanılan olay, anne ve babayı kahretti. Sokaktan geçen kişiler, bu acı tabloyu görünce, hain evladı durdurmak için ellerinden geleni yaptılar. Hain evlattan gelen acımasız tekme ve yumruklar karşısında tepki vermeyen anne ve baba, sadece ağladılar.  Karakolda Büyük Terbiyesizlik! Karakola giden aile ifade verdi. Nankör evlat ise ifadesinde: "bana aldıkları ev çok küçük olduğu için sinirlendim ve dövdüm" dedi. Anne ve baba, iyilik yapıp aldıkları evden dolayı dayak yediler. Sosyal medyada bu hain evlada ise büyük tepki vardı. Bir evlat nasıl bu kadar acımasız vee cani olabilir yorumları art arda geldi.

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri